Evrim Kuran Yaşasın Y Kuşağı !

Kategori: Logistical, Sayı 11 | 0

Kısaca Evrim Kuran’ı tanıyabilir miyiz?

Ben odak alanı jenerasyonel sistemler olan bir yönetim danışmanıyım. İç müşteri ya da dış müşteri tutundurması, motivasyonu, etkileşimine dair yaptığım tüm çalışmaların merkezinde kuşak teorisi yer alıyor. Şirketlere, tüketici markası ya da işveren markası çalışmalarında hedef kitleleri olan kuşak segmentlerine uygun iletişim stratejileri geliştirmeleri konusunda danışmanlık veriyorum. Seminer ve konferanslarda konuşuyor, yazılar yazıyorum. 2000’lerin başında yüksek lisans çalışmamda tez konusu olarak belirlediğim organizasyonel çekicilik ve Y jenerasyonu ilişkisini araştırarak başladığım çalışmalarım, son 10 yıldır derinleşti. Türkiye genelinde ve çeşitli komşu ülkelerde yaptığım araştırma ve uygulamalarla da zenginleşti. Dinamo Danışmanlık şirketinin kurucu ortağıyım ve işveren markası alanında dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık şirketi Universum’un Orta Doğu Direktörlüğü’nü de sürdürmekteyim.

Y kuşağı adını nereden almıştır? Y kuşağı dediğimiz kuşak kimlerdir?

Y Kuşağı adını İngilizce alfabeden alıyor. (Generation “WHY”) Çok sorgulayan ve sorularının yanıtlarını almadan motive edilmesi çok kolay olmayan bir dönemin çocukları olduğundan bu harf uygun görülmüş. Türkiye’de yaşayan 76,5 milyon kişinin % 35’i 1980’den sonra doğan ve 1999 sonuna dek dünyaya geldiği düşünülen bu kuşağa ait. Bir başka deyişle, Avrupa’nın pek çok ülkesinin toplam nüfusundan daha fazla sayıda Y kuşağı birey var ülkemizde. Peki, bu yıl aralıklarında doğan herkes kesin olarak Y kuşağı kategorisine girer mi? Elbette hayır. Meseleye bir segmentasyon aracı olarak bakıp, fazla da abartmamak lazım.Y Kuşağı

X kuşağı temsilcisi olarak sizin bakış açınızdan Y kuşağının en göze çarpan özelliklerini anlatabilir misiniz?

Komiteye ait olma talebi, paylaşım, haz odaklılık, süreçten keyif alma ve takım bilinci. Bunlar bence biz X kuşağı bireylerin çok tadını alamadığı kavramlar ve Y’nin en belirgin farklılıkları.

Sizce Y kuşağının X kuşağına karşı üstün olduğu noktalar var mı? Eğer varsa bu üstünlükleri nasıl kullanıyorlar?

Hayır, hiçbir kuşak bir diğerinden üstün değil. Hepsinin harikulade özellikleri var ve hepsinin pek çok gelişim alanı var. Önemli olan farklı kuşakların birbirlerini yargılamadan anlamaya gayret etmesi. Bu bakış açısıyla, Y’nin biraz daha kuvvetli olduğu yan takım çalışması ve takımı harekete geçirebilme (örgütlenme) gücü.

Kuşaklar arasındaki farklar normal hayatta göze çarpmaktadır. Bu farklar iş dünyasına nasıl yansımaktadır?

Bugün Türkiye’de iş yaşamında 3 kuşak var. 1946-64 arası gelen BB (Bebek Bombardımanı) kuşağı, X kuşağı (1965-79) ve Y kuşağı. Bu 3 kuşağın da işe bakışı birbirlerinden epey farklı. Türkiye’nin iş ortamında, çalışmak için yaşayan Baby Boomer’ ları, yaşamak için çalışan X’leri ve İş & Yaşam dengesini talep eden Y’leri görüyoruz.

Y kuşağı daha çok hangi sektörlerde çalışmayı tercih ediyor?

Son dönem araştırmalarımızda Türkiye’de birinci sırada FMCG (hızlı tüketim) sektörünün geldiğini görüyoruz. Danışmanlık, Bankacılık & Finans, Teknoloji de yine gözde sektörler. Bununla birlikte artan miktarda da girişimcilik talebi söz konusudur. Mezun olduğumda kendi işimi yapmak istiyorum diyen gençlerin sayısı epey fazla.

X kuşağının oluşturduğu iş hayatında Y kuşağı zorluklarla karşılaşıyor mu? Ne gibi zorluklarla karşılaşıyor?

Evet, birbirine fiziksel olarak yakın olmakla birlikte, kafaca epey uzak olan iki kuşak X ve Y; bunun doğal sonucu olarak her ikisi de zorluklarla karşılaşıyor. Y’nin kanımca karşılaştığı en büyük zorlayıcı alan kendi kendini motive etmesinin bekleniyor olması. Çünkü X böyle bir kuşaktı, kişisel motivasyonla ayakta kalmayı öğrendi; Y ise ilişki odaklı, beni kimse motive etmeyecek mi bu şirkette sorusunu soruyor.

Y kuşağının genel özelliklerine baktığımızda sabırsız bir yapıya sahip olduğunu görüyoruz. Bu kuşak işyerlerinde hemen müdür olmayı hedefliyor. Yükselemeyeceğini anladığında ise iş değiştiriyor ve bunu gayet sağlıklı bir hareket olarak görüyorlar. Bu durum şirketler tarafından nasıl karşılanıyor? Şirketler bunun için önlem alıyor mu?

Evet, bu konunun farkında olan ve bir şeyler yapmaya çalışan pek çok şirket var. Ama önlem almak için teşhisi doğru koymak gerek. Eğer Y kuşağının yarattığı çalışan devir oranının sebebini hemen müdür olmak istemek diye düşünürsek (ki böyle düşünen çok şirket var), o zaman doğru çözümlemeye gidemeyiz. Bence meselenin özü sabırsızlık ve hemen terfi istemek değil, performans değerlendirme, kariyer yönetimi gibi bazı mevcut iş sistemlerinin yenidünya yasaları ile uyumlu olmamasının getirdiği düş kırıklığı.

Yöneticilerin Y kuşağından beklentileri neler olabilir? Y kuşağının yöneticilerden beklentileri neler olabilir?

Yönetici ne bekler: Performans. Hedef odaklılık. Sonuca optimum sürede ulaşmak. Böyle bir iklimde Y ne istiyor: Beni anla, beni önemse, insani öğeleri de işe dahil et ve süreçten keyif almamı sağla.

“Y kuşağı Lojistik sektöründe bulunmasın çünkü…” ya da “Y kuşağı kesinlikle Lojistik sektörü içinde bulunmalı çünkü…” diyebileceğiniz şeyler var mı?

Y Kuşağı bütün sektörlerin içinde bulunmalı. Peki, bugün lojistik sektörü bu kuşağa ne kadar çekici geliyor? İlk 5 sektörün içinde olmadığını söyleyebilirim. O zaman hem okullara hem de sektördeki şirketlere büyük görev düşüyor. “Genç yetenekleri bu sektöre kalıcı biçimde çekebilmek için ne yapıyoruz ve ne yapmalıyız?” soruları bence hala yanıt bekliyor.

Y kuşağına iletebileceğiniz tavsiyeleriniz var mı?

Birleştirici gücünüzün farkına varın ve bunu hem kendiniz hem de yaşadığınız toplum yararına kullanın. Türkiye’nin size çok ihtiyacı var.