Hızlı Tüketim Malları

Kategori: Logistical, Sayı 7 | 0

FMCGLojistik hizmetlerinden en çok yararlanan sektörler arasında yer alan hızlı tüketim malları; satış raflarında fazla beklemeyen, raf devir hızları yüksek, fiyatları düşük, satın alma kararı için fazla düşünülmeyen, marka bazında tercih edilen, kısa süreli stoklanan ve sürekli tüketilen ürünler olarak tanımlanmaktadır.

Hızla gelişen hızlı tüketim sektörü, Türkiye ekonomisi içindeki payı itibariyle, etkisi en büyük sektörlerden biridir. Hızlı tüketim mallarımızın üreticiye ulaşmasında aracılık eden kanallar içinde organize perakende sektörünün gelişim hızı, Türkiye’ deki üretim hızını geliştirmektedir. Yakın gelecekte süpermarket ve hipermarketlerin pazar paylarının alışveriş merkezleri inşaat projelerinin tamamlanmasıyla daha da arttırması kaçınılmazdır.

Bu hızlı ve önemli değişim sayesinde hızlı tüketim malları sektöründe ve onlara hizmet veren lojistik firmalarının iş süreçlerini etkileyecek önemli değişimleri beraberinde getirecektir. Bu değişimlerin olumlu tarafları verimlilik artışı sonucunda, yükselen kalite beraberinde gelen ucuzluk ve kayıtlı ekonomiye geçiş; olumsuz tarafı ise organize olmayan perakendecilerin büyük kısmının işlerin azalımı sonucunda ortaya çıkacak olan işsizliktir. Tüm bunlar yakın gelecekte hızlı tüketim malları, üretici ve tedarikçileri ile onlara hizmet eden lojistik firmalarının süreçlerine, aslında büyük perakendecinin talep ettiği şekilde tekrar yapılanması zorunlu olacaktır. Bu değişimlerin sağlıklı ve hızlı gerçekleştirilebilmesinin altında, hızlı tüketim malları, perakende ve lojistik sektörleri arasında karşılıklı kazanma düşüncesi vardır.

Hızlı tüketim malları küreselleşmeyi ilk planda yaşamış, hatta başlatmış bir üretim sektörüdür. Geçmişte tüm dünya için tek noktada üretilmesi ve dağıtılması şeklinde başlayan üretim, belli markaların küreselleşmenin de etkisiyle farklı ülkelerde üretilmesi ile yaygınlaşmıştır. Lojistiğin verdiği destek ile markalaşma; kalite, güven ve fiyatların düşmesi beraberinde tüketimi getirmiştir. Bundan dolayı dünyada lojistiğin değeri hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır.

Bizde ise lojistiğin değeri enflasyonun düşmesiyle arttı. Bir kaç yıl önceye kadar yüksek seviyelerinde seyreden enflasyon, ürünlere yaklaşık iki ayda bir gelen zamlar, piyasada bir önceki fiyattan alınan yüksek stoklar ve fiyat avantajlı stoklardan elde edilen karlardan dolayı lojistik süreç pek gündeme gelmiyordu. Enflasyonun düşmesi ile stokların azalması; marjların düşmesi ve ürünlerin hızlı sirkülasyonu lojistik sürecin önemini gündeme getirdi. Perakendeciler daha iyi hizmet beklemeye başladı. Hem üretici firmadan perakendeci deposuna; hem de perakendeci deposundan mağazalara yapılan dağıtım önem kazanmaya başladı. Bu da lojistiğe yatırım yapmayı gerektirdi, perakendeci firmaların lojistiğe verdiği önem arttı. Bazıları lojistik departmanlarını kurdular, bazıları ise lojistik şirketleriyle çözüm ortaklığı yapmaya başladılar. Bu şekilde piyasada küçüklü büyüklü lojistik firmaları oluştu.

Ancak hızlı tüketim malları lojistiği yapmak oldukça zorlu bir iştir. İşleyişe bakıldığında doğru ürünün zamanında rafta olması, eksik fazla ürün olmaması, eski ürünlerin zamanında değiştirilmesi, taşıma sırasında ürünlerin hasar görmemesi, soğuk zincirin ve hijyenin korunması, depo alanının da minimum tutulması ve her şeyden önemlisi, müşteri memnuniyeti ve sadakatini sağlamak gerekmektedir.

Burada işleyişte tedarik zinciri yönetiminin çok kritik olduğu, hızlı tüketim malları sektöründe sürecin yönetiminin ne kadar önemli olduğunu anlamaktayız. Sonuçta gıda maddeleri herkesin sağlığını ilgilendiren hata affetmeyen bir sektördür. Özelliklede nakliye ısısı kontrollü olan taze gıda ve derin dondurucu ürünleri, aşırı derecede hassasiyet ile birlikte çok fazla teknik ve enerji gerektiriyor. Gıda maddeleri ve yarı mamulleri çok çabuk çürüdüğünden, hassas biçimde elleçlenmeleri gerekmektedir. Lojistik firmaları, tedarik sürecine ek olarak temizlik, sağlığa uygunluk, yabancı maddelerin teşhisi, ısı kontrolü ve aynı kalite talebini yerine getirmelidir. Uluslararası Gıda Standartları; IFS, HACCP, ATP, Tüketicileri Koruma Kanunu bu nedenle de gıda sektörünün üretim, işleme ve dağıtım aşamalarının tümünün takip edilebilir ve izlenebilir olmasını mecbur kılmıştır. Zor ve çok fazla elektronik tabanlı bilgi ve iletişim istediğinden lojistiğin yeni yeni geliştiği ülkemizde ulusal ve uluslararası bazda lojistik ağı sunabilecek çok az sayıda firma bulunmaktadır. Geleneksel tarzda üretim ve dağıtım yapan hızlı tüketim malları şirketleri; çoğu hem ihracat, hem iç piyasa için üretim yapmaktadır. İhracatları deniz, kara veya hava yolu ile forwarder şirketler aracığı ile yapılmaktadır. İç dağıtımda ise distribütörlere, komple kamyonlarla taşıma yaptırılmakta, bu iş için nakliye komisyoncuları kullanmaktadırlar. Şehir içi zincir mağaza veya toptancı satışları lojistik şirketlere verilmektedir. Sıcak satış yapılan hızlı tüketim malları dağıtımı da şirketlerin kendi araçları ile sağlanmaktadır. Şirketler bu sayede rakipleri ile ilgili pazar bilgisi toplamakta, son satıcıya yakınlaşmakta, tahsilatlarını hızlandırmaktadır. Bu yöntemle şirketler yapılması gereken hem reklam hem de piyasa araştırması, piyasa talebi gibi ek maliyetlerin oluşmasını engellemiştirler. Fakat kendilerine doğru bilgiyi sağlayacak bilgi sistemine yatırım yapmadıkları için tahmini talep yöntemi ile yapılan sipariş hataları sonucunda ek depolama, istifleme veya ürünlerin eksik gelmesi gibi durumlarda, müşteri üzerinde bıraktığı etki marka üzerinde hayal kırıklığı yaratacaktır ve bunların maliyeti daha da büyüktür. Hızlı tüketim malları üretici firmalarımız yükselen markalaşma trendiyle yurtdışına başarılı atılımlar yaparken önceliği lojistik ağlarını güçlendirerek yapmalıdırlar. Ürün kalitesinin yanında lojistik desteği sağlayabilirlerse ancak marka olabilirler, bu anlamda Ülker en iyi örneklerdendir.

FMCG 2

FMCG‘de RFID ve BARKOD Kullanımı

FMCG‘ den bahsetmişken RFID (radyo frekansı) ve barkoddan bahsetmemek olmaz; izlenebilirlik ve süreç destek en çok kullanılan teknolojilerdir. Barkodlar, perakende ve tedarik zinciri lojistiğinde uzun yıllardan beri otomatik okunabilir tanımlama ve veri aktarımında yaygın şekilde kullanılmaktadır. Barkodlar ayrıca üst veri tanımlayıcılarıyla son kullanma tarihi ve ağırlık gibi bir takım sınırlı veriyi de taşıyabilmektedir. Son zamanlarda gelişmekte olan teknolojilerden biri olan RFID ise, barkodun tersine paketin üzerindeki verinin herhangi bir kontakt ve ışık olmadan otomatik olarak bir okuyucu tarafından okunmasını sağlamaktadır.

Tedarik zincirinde izleme ve denetlemede etkin olan sistem stok düzeylerini, hareketlerini, işlemlerin gerçek zamanlı optimizasyonunu, havaalanı ve limanlarda taşıma sistemlerinin düzenlenmesini, nakliyesinin izlenmesini, nakliye sırasında ürünler hakkında mekanik ve iklimsel etkilerin gözlenmesini olanaklı kılan fiyatı, barkoda göre çok fazla olan teknoloji şu anda gıda maddeleri için kullanılmamaktadır. Ancak hızlı tüketim malları lojistiği gelecekte tüketimin Anadolu’ya yayılması ile ülkemizde büyük önem kazanacak bir iş kolu haline gelecektir. Dev alışveriş merkezlerinin projeleri tamamlanmakta ve zincir mağazaların büyük şehirlerimiz dışına da genişleme çalışmalarına başlanmakta olup; üretici takipli satış sistemi ile veya sipariş üzerine yapılan teslimat sistemi ile doğrudan mağaza teslimi olarak yapılan dağıtım, büyük zincirlerin kendi depolarını ve dağıtım ağlarını kurma çalışmaları ile üreticiden zincir mağaza deposuna dönecektir.

Ölçekleri büyütecek, verimliliği arttıracak olan bu çalışmada, zincir mağazaların depolarını işleten, yöneten, dağıtımını yapan lojistik şirketler de büyüyeceklerdir. Kurumsallaşmasını tamamlamış, güçlü sermaye desteği olan, lojistik bilgisi yeterli ve teknolojik gelişmeleri takip edebilen büyük şirketler hızlı tüketim mallarında bulunabilirliği arttıracak, fiyatları düşürecek, raf ömrünü uzatacak, tüketici memnuniyeti ve artı değer yaratacaktır. Bu şekilde zincirdeki halkaların birbirlerine katkısı sayesinde bizim de perakende ve hızlı tüketim mallarında marka oluşturabilecek mağazalarımız olacak ve gıda maddelerinde RFID kullanılacak gücü ve bilgiyi elinde bulundurabileceklerdir.

Dünyaya Bakacak Olursak…

Bilgi sistemlerine büyük yatırımlar yapan, ABD kökenli bir perakende devi olan WAL – MART; stok yönetiminde barkodlama ve RFID yöntemlerinden de yararlanmıştır. Barkod ve sabit optik okuyucular kullanılarak ürünler yüklemenin yapılacağı doğru rampaya yönlendirilebilmektedir. Barkodlama cihazları uygun ürünlerin seçilmesini, alınmasını ve stok kontrolünün doğru yapılmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda siparişlerin ambalajlanmasını ve fiziksel sayımını kolaylaştırmaktadır. WAL-MART yaptığı RFID yatırımı ile mağazalardaki ve tedarikçilerindeki stokların yönetimini otomatize bir şekilde el değmeden, daha verimli, hızlı şekilde yönetmenin modelini de bünyesine katmıştır. Bu uygulamada sadece kurulduğu tarihten 1–2 yıl içerisinde toplam sistem üzerinde 7–8 Milyar Dolar tasarruf sağlamıştır. Tedarik zinciri yönetimi uygulamaları, operasyonlarda yüksek verimlilik ve daha iyi bir müşteri hizmeti sağlanmıştır. Eski stokları elerken ürün kalitesini yükseltmiştir. Barkod ve RFID teknolojileri ürünlerin doğru ve tutarlı şekilde dağıtılmasını sağlamıştır. Cross-docking, şirketin stok tutma maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı olmuştur. Ayrıca işçi maliyetleri ile yükleme-boşaltma masraflarını da azaltmıştır. Azalan maliyetlerle ürünlerin raftaki fiyatları düşmüş ve raflarda sürekli bulunabilirlik müşteri memnuniyeti ve sadakatini sağlamıştır.

Lojistikteki her adım ülke ekonomisini, yaşam standartlarını ve kültür seviyesini artı yönde etkilemektedir.

Meltem Birinci