Geçmişten bugüne adını sayısız kez değiştirse de İstanbul, aynı gizemini ve ihtişamını korumaktadır. Tarih boyunca herkesin gözlerini alamadığı, tüm dikkatlerin üzerine kesildiği bu şehir Türkiye Cumhuriyeti’nin en gözde illeri arasındadır. Akıl almaz güzellikte ki bir kadın gibi alımlı, fethi ve geçimi zor bir şehirdir. Göç edenlerle birlikte nüfusunun arttığı bu günlerde iş imkanlarının, eğitimin, kültür ve sanat faaliyetlerinin, kısaca gerekliliğin ve görkemin çeşitliliğiyle ün salmış efsane bir şehirdir İstanbul.
Peki bunca hayatın barındığı, günlük işleyişin adeta bir makine disipliniyle işlediği bu şehirde lojistik ne derece önemli? İlk aklımıza gelen tabi ki coğrafi konumundan dolayı ulusal ve uluslararası bazda değere sahip olmasıdır. Üreticilerin ve tüketicilerin ihtiyaçları doğrultusunda ürün/hizmet akışının optimum düzeyde gerçekleşmesinden tutun da tedarik zincirinin her aşaması için lojistiğin hayatın içinde ve aktif bir şekilde işliyor olması gerekir.
Bu ihtiyacı karşılamak için işin uzmanlarca da kabul gören “Lojistik Merkezi” projesi çatısı altında toplanılması gerekir. Lojistik merkezleri, hem ulusal hem de uluslararası düzeydeki nakliye, lojistik ve eşya dağıtımı ile ilgili tüm faaliyetlerin muhtelif işleticiler tarafından yürütüldüğü belirli bir bölgeyi tanımlar. Lojistik merkezlerde taşımacılık, intermodal faaliyetler ve lojistik faaliyetlere odaklanır. Lojistik merkezler yerel ekonomiye yaptıkları katkılar ve ulaştıkları alansal ve hacimsel büyüklük bakımından bölgesel gelişim planlarının önemli birer parçalarıdır. Dolayısıyla, lojistik merkezlerin kurulum aşamasında bu süreçlere dikkat edilmesi gerekmektedir. Uzun vadede oluşturulan bu merkezlerin ilk etapta özel sektör yatırımcıları tarafından cazip olmaması kamu otoritelerinin verdiği finansal desteği önemli hale getirmiştir.
Lojistik Merkezlerinin Getirileri
- Ürün akışının optimizasyonuyla elde edilecek zaman ve yer faydasının sağlanması.
- Merkez çatısı altında işleyişe dahil olan firmaların, tüketicilerin ihtiyaçlarına daha hızlı şekilde cevap vermesi.
- Genel geçer güzergahlar ile şehir içi trafiği olumsuz yönde etkileyen tır ve ağır kamyon sirkülasyonunu azaltıp, demiryolu taşımacılığı alternatifine yönelmek.
- Kombine taşımacılığın kontak noktalarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın uygun gördüğü çerçevede gerçekleştirmek.
- Lojistik merkezlerinin sağlayacağı istihdam artışı, çevre ve altyapı düzenlemeleri.
- Şirketlerin kapasitelerini (elleçleme, depolama vb.) geliştirmelerine imkan sağlar.
İstanbul’un Bu Projedeki Konumu
TCDD 2007 yılından bu yana lojistik merkez projelerini gündemde tutmaktadır. Türkiye genelinde yapımı başlayan 17 adet lojistik merkezlerinin birçoğunun bina inşaatları bitmiş ya da ilk etabı tamamlanmıştır. Merkezlerin 2020’ye kadar tamamlanması, 2023’de de 500 milyar dolarlık ihracatın bu merkezlerce taşınması planlanıyor.
1. İstanbul (Halkalı) Lojistik Merkezi
Uluslararası taşımalarımızın %70’i Trakya bölgesinden, bunun büyük bölümü de halkalıdan yapılıyor. Bu sayede yoğunluğu ortadan kaldıran projenin işleri, belirlenen oranda tamamlanmıştır.
2. İstanbul (Yeşilbayır) Lojistik Merkezi:
Sektöre 6 milyon ton taşıma kapasitesi sağlayacak bu yatırım, 1 milyon metrekare lojistik alana kurulacaktır. Arazinin tarım arazisi vasfından çıkarılıp, 10 milyon metrekareye kadar büyümesi için çalışmalar sürdürülüyor.
Bu yatırımların ışığında, lojistik sektörünün hızla büyüyeceği ve ana hat konumunda olan lojistik merkezlerimizin dünya devleriyle yarışacağı aşikardır. Uluslararası Taşımacılık İşleri Organizatörü Dernekleri Federasyonu’nun (FIATA) 2014 Dünya Kongresini 13-18 Ekim’de İstanbul’da gerçekleştirecek oluşu İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’nin lojistik sektöründeki prestijine olumlu katkılar sağlayacaktır.
Dilem DAL