Karayolu Yolcu Taşımacılığı Sektöründe: Eğitim ve Kurumsallık

Kategori: Logistical, Sayı 3 | 0
Galip Öztürk
Galip Öztürk

Türkiye’de toplam taşımacılık içerisinde yüzde 95’lik paya sahip olan karayolu yolcu taşımacılığı sektörü, özellikle 1950’lı yılların ardından hızla gelişti. Kendi dinamikleri ile hiçbir teşvik ve destek almadan gelişen sektörümüzün yarattığı talep sonucunda da ülkemiz dünyanın önemli otobüs üretim merkezi oldu. Bu hızlı gelişim sonucunda, verilen hizmet kalitesi, hemen her mahalle ve köye kadar uzanan ulaşım ağı ile Türkiye’de otobüsçülük,  Avrupa ve hatta dünya standartlarının üzerine çıktı Ortalama 3,5 yaşını aşmayan otobüslerle, insanların neredeyse evlerinden alınıp, ulaşacakları noktaya kadar götürüldüğü karayolu yolcu taşımacılığının önündeki en önemli engel, maalesef bu hızlı gelişme uygun olarak kurumsallaşamamasıdır.

Aile şirketlerinden kurumsal işletmelere

Kamyondan bozma ahşap kasa otobüslerle yetersiz karayolu ağı üzerinde başlayan otobüsçülük serüveninde aile işletmeleri ön plana çıkmaktadır. Ülkemizin önemli otobüs işletmelerinden Çoğu, Dağıstanlı, Kamil Koç, Ulusoy gibi aile isimleri ile anılmaktadır. Otobüsü kullanan, yazıhanede görev yapan, muhasebeyi tutan genellikle aynı ailenin fertleri olmakta ve işletme “babadan kalma usullerle” ticari faaliyetlerini sürdürmektedir.

Otobüs modellerinin gelişmesi, bir otobüste ortalama 4-5 kışının istihdam edilmesi, merkezde ve acentalarda çalışan personelin sürekli artması, ulaşım pastasının büyümesi,  kiralık otobüslerle firmaların kapasitelerini arttırması, ekonomik değişimlere göre yeni pozisyonların belirlenmesi otobüs işletmelerinin kurumsallaş­ması mecburiyetini de beraberinde getirdi.

Kurumsallaşma süreci

Modern işletmecilik yöntemlerinin sektörde de gerekli hale gelmesi, otobüs alımı, bakım süreci,  sigorta hizmetleri, ikram, rezervasyon ağı, şehir içi servisler otobüs işletmelerinin kurumsallaşma surecini hızlandırdı. Bu süreç sonucu finansman sorunlarının çözümü, ekonomik koşullara göre işletmecilik politikalarının belirlenmesi, rekabet koşullarına uyum ve öne geçme gerekliliği eğitilmiş yöneticilerin sektörde istihdam edilmesine neden oldu. Finans eğitimi almış, üst düzey görevlerde tecrübe edinmiş kişiler en azından bazı işletmelerin başına getirildi. Firmalarda hukuk servisleri, muhasebe departmanları kuruldu, kalite yönetimi, halkla ilişkiler önemli ve gerekli hale geldi.

Firmalar, bu kurumsallaşma süreci doğrultusunda, otobüs üreticilerinin, sigorta şirketlerinin bayilik ve acentalıklarını alıp, ikram, servis gibi ilgi alanlarına direkt giren konularda şirketler kurmaya başladılar.

Eğitimin önemi

Hızla gelişen kurumsallaşma süreci beraberinde eğitimin de ne denli önemli olduğunu ortaya çıkardı.  Otobüs işletmelerinde bilgisayar kullanan, yabancı dil bilen, halkla ilişkiler ve kalite yönetimi dersleri alan orta düzey yöneticiler aranmaya başladı. Bu da yetmedi, üst düzey yöneticilerin, işletme, finans eğitimi almaları, hatta bu konuda deneyimli olmaları gerekli hale geldi. Aile işletmeleri, bu gerekliliği 2. kuşak gençlerin eğitimine önem vererek çözmeye çalıştılarsa da, ikinci kuşaktan olup da baba mesleğini devam ettiren az sayıda kişi, işletmelerin başına geçtikleri zaman profesyonellerle işbirliğine gittiler.

Bu süreç sonuçta, özel olarak otobüsçülük, karayolu yolcu ve eşya taşımacılığı, lojistik eğitimi veren kurumların kurulmasına neden oldu. Dumlupınar Üniversitesinde kaptan şoför de dahil olmak üzere sektörün ihtiyaç duyduğu personeli yetiştiren, iki ve dört yıllık ön lisans ve lisans programları verilmeye başladı. İstanbul üniversitesi İşletme Fakültesi bünyesinde, önce işletme iktisadı enstitüsü ile karayolu taşıma işletmeciliği ihtisas programları verilmeye başlandı. Ardından, UND’nin öncülüğünde, beş yıl başkanlığını yapmaktan onur duyduğum uluslararası Anadolu ve Trakya otobüsçüler derneği UATOD ve yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğüm Metro Turizm’in katkılarıyla Ulaştırma ve Lojistik Yüksekokulu bu yıl öğretime açıldı.

Kurumsallaşma ve sivil toplum örgütleri son yıllarda hızlı bir şekilde yaşadığımız AB sürecinin de gösterdiği gibi ülkelerin ve sektörlerin gelişiminde sivil toplum kuruluşlarının önemi giderek artıyor. Bu noktada UATOD’un 1970 yılında kurulmuş olması, otobüsçülerin aslında sivil örgütlenmeye verdiği önemi ortaya koyuyor. 35 yıllık bir geçmişe sahip olan derneğimiz, sektörün kurumsallaşması için de önemli görevler üstlenerek gerçekleştirmiştir. UATOD’un en önemli eseri büyük İstanbul otogarını yap-işlet-devret yöntemiyle inşa edip, işletmek olmuştur. 2000 yılında devraldığım bayrağı 15 Nisan 2005 tarihine kadar onurla taşıdım. Bu beş yıllık süreçte,  kurumsallaşma süreci açısından çok büyük öneme sahip olduğunu düşündüğüm haftalık, 15 in tirajlı Ulaştırma Dünyası gazetesini yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızla birlikte çıkardık. IRU’nun üyesi olduk. İkincisi, 27-29 Mayıs 2005 tarihleri arasında Ankara’da yapılacak olan 1. Karayolu Ulaştırma Zirvesi’ni 12-14 Aralık 2003 tarihinde Antalya’da topladık. Anadolu’nun çeşitli yerlerinde kurulan, faaliyet gösteren 58 sektör derneği ile birlikte tüm otobüsçüler ve işletmecileri federasyonu TOFED’i kurduk. En önemli çalışmamız ise sanırım UATOD eğitim merkezini kurmak oldu.

Kurumsallaşma sürecinde, yasal düzenlemeler ve eğitim ülkemizde karayolu taşımacılığıyla ilgili ilk yasal düzenleme ne yazık ki, 2003 yılında gerçekleşti. Karayolu taşıma kanununun 10 Temmuz 2003’te yürürlüğe girmesinin ardından, 2004’ün Şubat ayında da karayolu taşıma yönetmeliği yayımlanarak yürürlüğe konuldu. Bu yasal düzenlemeler, karayolu taşımacılığının ve özel olarak da yolcu taşımacılığının kurumsallaşma sürecini hızlandıracak niteliktedir.

Her ne kadar, uygulamada bazı sorunlar yaşansa da, yürürlükteki kanun ve yönetmeliğin AB sürecine ve gerek duyulan ihtiyaçlara uygun olarak değiştirilebileceğini umuyorum. Söz konusu kanun ve yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle birlikte, işletmelerin mesleki yeterlilik belgesi sahibi, üst ve orta düzey yöneticiler istihdam etmeleri zorunluluk haline geldi. Kaptan şoförlerinde sürücü yeterlilik belgesi alması gerekiyor.

Geçiş sürecinde sağlanan muafiyetlerden sonra bu belgeler ancak belirli bir eğitim süresi içerisinde alınabilecek. Bünyemizde kurulan UATOD eğitim merkezinin bu belgelerin alınması aşamasında verilecek eğitimler için yetki alması bizim büyük gururlarımızdan biri oldu.