Lojistik 4.0’ın İnsan Kaynaklarına Etkisi

Kategori: Logistical, Sayı 15 | 0

Lojistik sektörü, kendi iç dinamiklerinde yenilenmeye dönük olarak farklı iş stratejileri geliştiriyor. Bunlardan biri de gelecek dönemde çıkış yolu olarak görülen Endüstri 4.0’dan yararlanmak. Özellikle büyük şirketlerin lojistikle ilgili yeni önlemlere ve iş alanlarına geçiş yapması dikkat çekiyor. Lojistik 4.0, Akıllı Hizmetler ve Akıllı Ürünler ile doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla, teknoloji odaklı yaklaşım “Akıllı Ürünler” ve “Akıllı Hizmetler” Akıllı Lojistik ‘i tanımlamak için kullanılır. “Akıllı Lojistik”, bildiğimiz anlamda gerçek teknolojiye bağlı olarak değişeceğinden, Lojistik 4.0 “Akıllı Lojistik” den daha doğru bir tanıma ihtiyaç duymaktadır.

Bir zaman bağımlılığı vardır ve Lojistik 4.0’ın ne içerdiğini bilmek için teknolojinin son durumunu tanımlamak gerekir. Akıllı Hizmetler, daha önce ölçülemeyen şeyleri ölçme olanağını sunar beraberinde fiyatlandırma, işletme ve ticaret imkânı sağlarlar. Akıllı Hizmetlere örnekler şöyledir: x Kontrol görevlerini izleme ve izletme, hırsızlığa karşı koruma, sahtekarlığı önleme , Her yerde bulunan kullanıcılara anında çevrimiçi erişim imkanı sağlayan bilgi hizmetleri, bilgisayarla ilgili bilgi , Kısacası, Akıllı Lojistik, insanlara lojistik faaliyetleri yerine getirmekten özgür bırakır. Akıllı ürünler ve hizmetler, normalde insanlar tarafından gerçekleştirilen işleri yapabilen kişilerdir. Ek olarak, çalışanları devredebilirler, böylece çalışanlar otomatik işlemlerden veya basit bir Akıllı Ürün veya Akıllı Hizmet’in sağlayabileceği şıklığa göre daha fazla zekaya ihtiyaç duyan görevlere odaklanabilir. Günümüzde, akıllı ürünler kavramı, hesaplamaları yapmak, verileri depolamak, iletişim kurmak ve bilgi işlem yeteneğine sahip ürünleri tanımlamaktadır. Ürünlerin kendilerini tanıtmalarını sağlayan RFID teknolojisinden yola çıkarak, çevreyle etkileşim kurulabilir. Yalnızca geçtikleri basamaklar hakkında değil, gelecekteki adımları da tanımlayabileceklerimiz hakkında da bilgi verebilirler. Çevreleriyle etkileşime geçebilecek durumdadır.Örneğin;Sensörler fiziksel önlemleri yakalamayı, ürün ve ortamını gerçek zamanlı olarak görsel olarak görmeyi sağlayan kameralar ürünlerin fiziksel varlıkları kendi çevrelerinde olmadan etkilemesine olanak tanır .

  • Soğuk zincirin bozulması halinde soğuk zincir mallarının ambalajlanması, Akıllı bir ürün veya Hizmet sunmak için “İnternetin şeytanı” bile gerekmemektedir, bu son örnekler başkaları ile işbirliği yapmadan çalışan makinelere dayanmaktadır, ancak çoğu makinenin çok fazla iletişim aracı olduğu işlevleri akıllı kavramını korumak için gerekli olacaktır.
  • Stok Optimizasyonu yazılımları, depolarda her bir ürün için tutulan güvenlik stoğu ve sipariş adedi değerlerinin optimum (en iyi) değerlerinin hesaplanmasını hedef alır.
  • Operasyonel Bilgi Sistemleri İşletmelerin bünyesinde icra edilen (i) Tedarik ve Envanter Yönetimi, (ii) Üretim Planlama ve Kontrolü (varsa), (iii) Pazarlama, Satış ve Dağıtım Yönetimi, (iv) Finans ve Maliyet Yönetimi ve (v) İnsan Kaynakları (İK) Yönetimi fonksiyonları Kurumsal Kaynak Planlama – KKP yazılımları ile yönetilir. İşletmelerde yaygın olarak kullanılan “Periyodik Takip” Stok Politikası KKP yazılımları arasında SAP ERP, Oracle Applications, IFS, Microsoft Dynamics NAV, IAS, Logo Unity, Netsis ERP yer almaktadır.
  • Nakliye Yönetimi yazılımları, operasyonel seviyede nakliyeye odaklanır. Bu yazılımlar dağıtımla ilgili stratejik kararları daha önce bahsedilen Optimum Dağıtım Planlama yazılımlarından (ya da yazılım modüllerinden), dağıtım planlarını ise yukarıda bahsedilen Satış/Dağıtım Yönetimi yazılımlarından alırlar. Bu yazılımların verdiği 26 kararlar arasında en önemlisi hangi araçların hangi ürünleri hangi rotaları kullanarak dağıtacağıdır.
  • Benzetim yazılımları, tasarlanacak bir tedarik zincirinin ya da bir deponun işlemsel bir modelini yazılım ortamında geliştirmeye ve mevcut sistemin ve alternatiflerinin performansını hesaplamaya yarar. Herhangi bir sistemin geliştirilmesine dönük fikirlerin, o sistem halihazırda çalışırken üzerinde denenmesine çoğu kez imkan yoktur.

Yazımızın başından beri bahsettiğimiz bu gelişmeler ile aslında globalleşen ve üreten dünyamızda artık her şeyin bir sistem üzerinden yürütüldüğü ya da bir robot aracılığıyla yapıldığını görmek akıllara mavi yakalı insanların bundan sonra nerelerde ne şekilde çalıştırılacağı, beyaz yakalıların nasıl bir yol izleyeceği merak konusu olmuştur. Görüntüde her şeyi robotlara, sistemlere devretmiş gibi görünsekte reelde bu sistemin kurulumu ve rayına oturması çok ciddi bir altyapı gerektirmektedir. Bununla birlikte düşük kalifiye işgücüne yönelik istihdam olanakları azalacağı gibi, farklı yetkinliklere sahip elemanlara olan talep ise artacaktır. Örneğin Sanayi 4.0 sayesinde üretim sektöründe %6-10’luk istihdam artışı beklenmektedir. Yeni işgücüne talep en fazla mekanik-mühendislik sektöründe hissedilecektir. Bu süreçte yeni meslekler (iletişim halinde olan makineler arasındaki anlaşmazlığı çözen makine avukatlığı, bulut hesaplama uzmanlığı, robot koordinatörlüğü gibi) ortaya çıkacağı öngörülse bile artan dünya nüfusu nedeniyle bu durumun işsizliğe çare olamayacağı değerlendirilmektedir. Kurumlar yukarıdaki imkanlar sayesinde müşterilerinin tam olarak ne istediğini bilecek ve ürünlerini bu şekilde dağıtıma çıkaracaktır. Üretimde ya da hizmeti üretmede insan faktörü olmayacağı için ucuz işgücü için Çin’e gidilmek zorunda kalınmayacaktır. Bu sayede şirketle insan kaynağı açısından küçülecektir.

Peki, burada biz öğrencilerin çıkarması gereken dersler nedir nasıl devam edersek bu çarka ayak uydururuz? Yaşadığımız çağ itibariyle bilgi ve teknolojiye doğuştan maruz bırakıldık artı ve eksi yönleri tartışmaya açık fakat bu sektörde işimize yarayacak olması sevindirici. Siber fiziksel sistemler, nesnelerin interneti, otonom robotlar, büyük veri ve analizi, artırılmış gerçeklik, bulut teknolojileri, siber güvenlik gibi kavramlar hayatımızda çok daha yoğun bir şekilde yer alacak. O yüzden gelişmeleri takip etmek lojistik sektörü için olmazsa olmaz. Sektörde çalışmayı hedefleyen arkadaşlarımızın bu gelişmeleri yakından takip etmek, İngilizce veya başka bir yabancı dilin yanı sıra büyük bir hızla gelişmekte olan bu yeni teknoloji dilini de çok iyi bilmek ve ana dilleri gibi kullanabilmemiz gerekiyor.  Bu sayede gelişmelerin dışında kalmayıp kendilerimizi geleceğe hazırlamış olacağız.