İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Lojistik Anabilim Başkanı // Prof. Dr. Rasim İlker GÖKBULUT
1)Bize kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra aynı üniversitenin üretim alanında yüksek lisans ve finans alanında doktora programlarından mezun oldum. 2015 yılında doçent olarak başladığım İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi’ndeki görevime 2018 yılından bu yana profesör olarak devam etmekteyim. Aynı zamanda 2019 yılından itibaren Fakültemizde Lojistik Anabilim Dalı Başkanlığı görevini yürütmekteyim.
2)Lojistik maliyetlerinin değerlendirilmesinde akıllı sistemlerin sektöre girmesiyle ne gibi farklılıklar ortaya çıkmıştır? Sizce oluşan farklılıklardan hangileri sektör için önemlidir, neden?
Tüm üretim (mal, hizmet vb.) işletmelerinde esas alınacak temel yaklaşım minimum maliyet ile maksimum verimliliği sağlamaktır. Yani sadece bir noktaya odaklanarak yürütülecek stratejilerin başarılı sonuçlar üretmesi beklenemez. Bizler her alanda çok boyutlu stratejilerin belirlenmesi ve bu stratejiler çerçevesinde sürdürülebilir üretim sistemlerinin kurulması gerektiğini her fırsatta tavsiye ediyoruz.
Bugün bakıyoruz, bütün sektörlerde yaşanan dijital dönüşümlerle birlikte ortaya bir kez daha “akıllı” kavramı atıldı. Sektörde geleneksel yöntem ve uygulamalar sanırım artık “akıllı” sistemlerle rekabet edemeyecek kadar yetersiz kalıyor. Tedarik zinciri ve zincir içerisindeki lojistik faaliyetlerin planlanması ve süreçlerin optimize edilmesi, verimliliğin artırılması hususunda akıllı sistemler işletmelere sayısız fırsatlar sunuyor. Bulut sistemleri, bu sistemlerden esinlenerek geliştirilen blok-zincir (block-chain) teknolojileri, büyük veri (big-data), nesnelerin interneti (IoT) gibi kavramlar artık lojistik sektöründe de yer bulmaya başladı.
Akıllı lojistik uygulamaları ise şimdi tedarik zincirini uçtan uca birbirine bağlıyor, her paydaşa ciddi bir bilgi ve veri akışı sağlıyor. Bu çerçevede, lojistik sektöründe akıllı sistemlerin kullanılması hem sektör adına hem de bu sektöre bağlı tüm paydaşlar adına büyük bir fırsat oluşturmuştur. Yaşanan en küçük değişimin domino etkisiyle tüm faktörleri (üretim, tüketim vb. ) etkilediği bir zaman diliminde, kendini yenileyen ve ortaya çıkan teknolojik değişime hızlıca ayak uyduran sektörler ve üreticiler piyasada tutunmaya ve varlıklarını büyütmeye devam edebilmektedir.
Maliyet kavramı, üretimin ilk safhasından son safhasına kadar ki süreçte katlanılan tüm giderleri kapsamaktadır. Bu açıdan bakıldığında akıllı sistemlerin; zaman, fayda, hız, enerji, güvenlik, iş gücü, kapasite ve diğer birçok maliyet unsurunda sektöre çok büyük katma değer sağladığını görebiliyoruz. Son internet teknolojileri kullanılarak oluşturulan akıllı depolama, ulaştırma, dağıtım ve sensör sistemleri özellikle depolama ve iş gücü maliyetlerini büyük oranda düşürmektedir. Yaşanan pandemi süreciyle birlikte büyük bir gelişim gösteren havayolu lojistiğinde de maliyet anlamında büyük değişiklikler ortaya çıkmıştır.
Genel bir yorumda bulunacak olursak; lojistik sektöründe akıllı sistemlerin kullanılmasıyla birlikte iş gücü, depolama, dağıtım ve ulaştırma maliyetlerinde büyük oranda düşüş sağlanmıştır.
3)Almanya menşeli Lojistik 4.0’ın Türkiye’de de lojistik sektörüne girmesiyle maliyet bazında oluşan kolaylıklar nelerdir? Bu teknolojinin Türkiye menşeli olması durumunda şirketlerin mali durumları nasıl olurdu?
Lojistik 4. 0`ı kısaca; geleneksel lojistik yöntemlerinin yerini, yüksek ağ teknolojilerinin ve yeni nesil bilgisayar yazılım sistemlerinin alması olarak tanımlamak mümkündür. Aslında bu iş dünyasında ya da basında bahsedildiği gibi bir devrim değil, dönüşüm: Geleneksel lojistik faaliyetlere, dijital, akıllı ve otomasyon sistemlerin entegre edilmesi sayesinde yeni bir sürece girmiş olduk.
Lojistik 4. 0, son nesil dijitalleşme, yüksek ağ teknolojileri ve otomasyon sayesinde üretimin her aşamasında (lojistik, makine, tesis, operasyon vb. ) etkin bir koordinasyon kurmayı hedeflemektedir. Etkin koordinasyon sayesinde, üretim noktalarıyla doğrudan iletişim kurabilen lojistik sektörü, doğru ve hızlı planlama yaparak filo kapasitelerini, depolama ve yükleme alanlarını daha verimli kullanabilmektedir. Tedarikin ilk aşamasından üretimin son aşamasına kadar geçen sürede sağlanan bu eşgüdüm sayesinde hem lojistik sektöründe hem de üretim sektöründe çok büyük maliyet avantajları elde edilmektedir.
Lojistik sektörü için; yukarıda da bahsedildiği üzere filo kapasitelerinin etkin kullanılmasıyla taşıma maliyetleri minimize edilebilmektedir. Aynı şekilde depolama ve yükleme alanlarının etkin planlamaya bağlı olarak verimli kullanılması depolama ve alan maliyetlerini de büyük ölçüde düşürmektedir. Bu maliyet verimliliğine ek olarak her iki sektör için iş gücü maliyetlerinde de büyük oranda düşüş yaşandığını ifade edebiliriz. Son olarak şunu söyleyelim; ilgili yeni teknolojileri ve yenilikleri kullanan şirketler için Lojistik 4. 0 “olağanüstü” büyüme ve rekabet avantajları sunuyor. Yapılan birçok bilimsel araştırma dijital dönüşüm ve otomasyonun şirketlerde verimliliği büyük ölçüde artırdığını gösteriyor.
4)Son zamanlarda hayatımızda adını sıkça duyduğumuz ve lojistik faaliyetlerinde sıkça rastladığımız E-ticaret, şirketlerin maliyetlerinde ve sektörde ne gibi değişikliklere yol açmıştır?
Elektronik ticaret, teknolojik gelişmelere bağlı olarak özellikle internet kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte hayatımıza giriş yapan bir kavram oldu. Bunların yanı sıra son 2 yıldır yoğun bir şekilde yaşanan salgın da elektronik ticaretin tutunması ve bu pazarın büyümesinde önemli bir rol oynadı. Lojistik sektörünün, elektronik ticaretin büyüme hızına paralel olarak büyüme yaşadığına şahit oluyoruz. Uluslararası lojistik faaliyetleri ve konteyner taşımacılığı da tüketim hızının artmasına bağlı olarak mali güçlenme ve büyüme yaşamıştır.
Dünyanın herhangi bir bölgesinde var olan ürünün elektronik olarak müşterilere sunulması, uluslararası ticaret ve lojistik hacminde kayda değer artışlara sebep olmuştur. Elektronik ticaretin yaygınlaşması lojistik şirketlerinin operasyon, yönetim ve birçok alanda iyileştirme yapmalarını zorunlu kılmıştır. Yeni teknolojilere entegrasyon, teknik altyapı oluşturulması, yeni nesil taşımacılık gibi birçok yatırım, sektörde varlığını devam ettirmek isteyen paydaşlar için zorunlu hale gelmiştir. Ancak, sektörde yaşanan dönüşüm hızı birçok maliyet kaleminde de düşüşe sebep olmuştur.
Yani bu süreci geçiş ya da entegrasyon süreci olarak değerlendirirsek bir yandan yoğun altyapı maliyetlerinde artışlar yaşanırken diğer yandan geleneksel lojistik ve ticaret anlayışından kaynaklanan maliyet kalemlerinde de düşüşler yaşanmaktadır.
5)Dünya pazarlarının globalleşmesi, bu doğrultuda da tüm sektörlerde yaşanan hızlı değişim ve uyum çabaları lojistik faaliyetlerinin önemini arttırmaktadır. Bu artış lojistik faaliyetlerinin maliyetlendirilmesi açısından ne gibi değişikliklere neden olur?
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki; bir ülkede lojistik sektörünün gelişimi ile dış ticaretin gelişimi arasında önemli bir ilişki vardır. Dış ticaretin gelişmesi ise küreselleşmenin bir göstergesidir. Demek ki küreselleşme ile lojistik sektörü arasındaki korelasyon çok yüksek.Küreselleşme; dünyanın tek bir pazar haline gelmesi, ülkeler arası sınır ve sınırlamaların kalkması anlamına geliyor. Küreselleşme aynı zamanda ülkeler arasındaki karşılıklı ekonomik bağımlılığın artması; dolayısıyla, ekonomik bütünleşmenin hızlanması ve ticaret serbestisinin artması anlamına da geliyor.
Küreselleşen pazarda tüm şirketler birbirleri ile ilişki içerisinde oluyor ve dünyanın başka bir ucunda yaşayan bir kişi bir anda sizin müşteriniz olabiliyor. Bu da tedarik zincirinin büyümesi ve etkin bir şekilde yönetilmesi gerektiği anlamına geliyor. Eğer standart bir ürün veya hizmet üretiyorsanız biliyorsunuz ki; küresel piyasalarda bunun fiyatı da standart. Dolayısı ile maliyet kalemlerini çok iyi yönetmeniz ve maliyet avantajı sağlamanız küresel rekabette çok önemli.
Diğer taraftan, küresel ölçekte yaşanan bir gelişme birbiriyle bu kadar entegre olmuş iş dünyasında tedarik zincirini bir noktadan (ya da birçok noktadan) etkileyebiliyor. Bu da küresel enflasyonda önemli artışa kadar yol açabiliyor. Küresel piyasaları büyük bir canlı organizmaya benzetebiliriz. Bir de küresel rekabet “ticaret savaşları”nı da bazen kaçınılmaz duruma getiriyor.
6) Geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkan ve hala etkisini gösteren salgın hastalık lojistik maliyetlerinde ve sektörde ne gibi değişimlere sebep olmuştur? Sektör, ikinci bir salgınla başa çıkabilir mi ?
Pandemi ile ortaya çıkmaya başlayan tedarik zincirindeki bozulmalar, şirketlerin büyümesine ve ülke ekonomilerine yönelik en büyük tehdit olarak tanımlanıyor. İşletmelerin sürekliliğini ve istedikleri büyümeyi sağlayabilmeleri için tedarik zincirlerini ve bu zincirde yer alan lojistik faaliyetlerini farklı şekilde yeniden tasarlamaları ve yönetmeleri gerekiyor. Şirketler artık küresel üretim ağlarını kısaltılarak “ana vatana” yakın, daha güvenlikli bölgelere gelmeyi amaçlıyorlar. Yine benzer şekilde pandemi dolayısıyla bozulan tedarik zinciri daha fazla ürünün depolanmasına yol açmıştır.
Bununla birlikte şirketler, alternatif tedarik zinciri akışları ile birlikte müşterilerine daha yakın stok depolama yeteneklerini yeniden tasarlamaya başlamışlardır. Diğer taraftan lojistik sektörünün önemi pandemiyle birlikte bir kez daha ortaya çıkmış oldu. Pandemi süresince biriken talebin yarattığı “Kamçı etkisi”nin doğuracağı tedarik zincirindeki dar boğazların aşılmasında sektöre önemli bir görev düşüyor. Eğer tedarik zinciri ve içerisindeki lojistik faaliyetler verimli bir şekilde yürütülürse maliyet artışları kontrol altına alınabilir.
Küresel piyasalardaki talebin sürekliliği ise iki faktöre bağlı; mamulün üretim maliyeti ve lojistik maliyetler. Dolayısı ile lojistik faaliyetlerin maliyetlerini yönetmek küresel ekonominin büyümesi için de önem arz ediyor. Öncelikle tedarik zinciri içerisindeki tüm taraflar sağlıklı veri paylaşımı yaparak süreçlerin planlanmasını ve yönetimini daha sağlıklı duruma getirebilirler. Aynı şekilde, sektördeki firmalar iş birlikleri yaparak (araç yüklerinin optimizasyonu, ortak depo kullanımı, bazı ortak faaliyetlerin tek bir çatı altına alınması gibi…) faaliyetlerinin verimliliklerini artırıp, maliyetlerini düşürebilirler.
İşletmeler riskleri yönetmek için aktif olarak daha geniş bir tedarikçi listesi, alternatif pazarlar/müşteriler ve alternatif ulaşım ve lojistik sağlayıcıları arıyorlar.
7)Lojistik işletmeleri maliyetlendirme de ne gibi hatalar yapmaktadırlar? Bu hatalar ne gibi olumlu/olumsuz olaylara yol açmaktadır?
Maliyetlendirme, bir mal ve/veya hizmetin üretilmesi için ortaya konulan tüm üretim faktörlerinin toplamını tarif etmektedir. Bu hakimiyetin temel hedefi, üretim süreçlerinin faaliyet alanlarına göre ayrımlarının yapılabilmesi, sabit ve değişken maliyet tasnifinin doğru saptanabilmesi ve üretilen mal veya hizmete, ilgili maliyet kaleminin doğru bir şekilde yüklenebilmesidir. Ayrıca klasik maliyetlendirme yöntemleri günümüzde ürün ve hizmet maliyetlerinin doğru bir şekilde hesaplanmasında yetersiz kalmaktadır. Örneğin; hava yolu, deniz yolu, kara yolu taşımacılığı ve depolama hizmeti veren bir lojistik şirketinde maliyetlendirme süreçlerinin sağlıklı olarak yapılabilmesi için faaliyet alanlarının ve bu faaliyet alanlarına dair gider kalemlerinin ayrı ayrı saptanması gerekmektedir.
Kara yolu taşımacılığına dair bir gider kaleminin deniz yolu taşımacılığına yüklenmesi ya da işçilik maliyetlerinin spesifik olarak ayrıştırılmamış olması yanlış sonuçlar ortaya koyacaktır. Bir diğer önemli unsur ise sabit ve değişken giderlere dair ayrımların doğru tespitidir. Örneğin; gemi taşımacılığında konteyner alanının doluluk kapasitesinden bağımsız olarak katlanılan yakıt, mürettebat, bakım gibi giderler sabit olarak ele alınmalıdır. Üretime bağlı olarak katlanılan giderler ise değişken giderler olarak değerlendirilmelidir.
Maliyetlendirme süreçlerinde dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur ise maliyet ve verimlilik dengesinin doğru tespit edilmesidir.
8)Sizce bir lojistik işletmesi bütçesinden yüzde kaçını maliyet stratejilerine ayırması gerekir? Neden?
Maliyet, şirketlerin kuruluş sürecinden başlayıp faaliyet süreçleriyle devam eden her aşamada hayati öneme sahip olan bir değişkendir. Bu denli geniş bir yelpazede etkinliğe sahip olan maliyet ve maliyet stratejileri işletme bütçelerinde ayrı bir şeklinde bütçelenmelidir. Şirket toplam bütçesi büyük olmayan şirketlerin faaliyet alanları geniş veya üretim süreçleri komplike olabilir. Şirket bütçesi büyük olabilir fakat faaliyet alanları dar veya üretim süreçleri daha sade olabilir. Buradaki tavsiyemiz, şirketin bütçe büyüklüğüyle beraber, faaliyet alanları ve üretim süreçleri göz önünde bulundurularak maliyet stratejilerine bütçe ayrılmasıdır.
9)Sizin lojistik işletmelerine maliyet bakımından herhangi bir tavsiyeleriniz veya öneriniz nelerdir?
Öncelikle pazardaki tüm işletmelerin etkin ve doğru bir maliyet stratejisine sahip olması kaçınılmazdır. Yani işin en başında etkin ve doğru bir stratejiye sahip olunması gerekmektedir. Maliyet yöneticilerinin şirket yapısına, üretim süreçlerine, faaliyet alanlarına ve organizasyon yapısına yeteri kadar hâkim olması elzemdir. Artık klasik maliyetlendirme sistemleri lojistik işletmelerinin maliyetlerini doğru şekilde hesaplamakta yetersiz kalmaktadır.
Benim lojistik firmalarına maliyet yönetimi konusundaki tavsiyem mutlaka faaliyet tabanlı maliyetlendirme, hedef maliyetlendirme gibi yeni yaklaşımlara önem vermeleri olacaktır. Maliyet yönetim sistemleri ile entegre bütçe sistemlerinin de mutlaka kurulması gerekiyor. Şirketlerin yapmış oldukları en büyük hata, ilk etaptaki teknik alt yapı yatırım maliyetlerini çok bularak yatırım kararı alamamalarıdır. Aslında bu hatanın temelinde de doğru bir maliyet stratejisine sahip olmamak yatıyor. Özet olarak, şirketlere tavsiyem;
* Yeniliğe açık olmalılar
* Geleceğe yatırımda korkak davranmamalılar,
* Maliyet stratejilerine çok büyük önem vermeliler,
* Şirket içi koordinasyonu sağlamalılar.
10)Son olarak öğrencilerinize tavsiyeleriniz nelerdir?
Hayatta mutlaka gerçekleştirmek istediğiniz hayalleriniz olsun. Hayaller kurun… Şunu unutmayın hayaller sadece size özgüdür. İş hayatında da beklentileriniz ve gerçekleştirebileceğiniz rasyonel hedefleriniz olsun. Lojistik bildiğiniz üzere çok dinamik bir sektör.
Bundan dolayı, tüm öğrencilerimizin üniversite eğitimi süresince sektörde yaşanan gelişmeleri ve yenilikleri yakından takip etmesi gerekmektedir. Blok zincir (block-chain) teknolojisi lojistik alanında birçok yeniliği barındırıyor. Dijital devrimin yaşanması artık tüm sektör yöneticilerinin bilişim yönetim sistemlerine ve yazılım, programlama konularına hâkim olmasını gerektiriyor.
Üniversite eğitimi boyunca farklı firmalarda ve farklı departmanlarda staj yapmalarını öneririm. Yani işin mutfağını iyi öğrenmeden “usta” olamıyorsunuz.
Lojistik faaliyetler küresel ölçekli gerçekleştirilen iş süreçlerini kapsamaktadır. Küreselleşen bir dünyada başarılı bir kariyere sahip olmak için mutlaka sosyal-networkler kurun. Ayrıca ileri düzeyde İngilizce bilgisinin yanı sıra farklı yabancı diller öğrenin. Dijital devrimin yaşanması artık tüm sektör yöneticilerinin bilişim yönetim sistemlerine ve yazılım, programlama konularına hâkim olmasını gerektiriyor.
Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız: Öğrencilerin aldıkları eğitimin kalitesi hem akademik başarılarını hem de kariyer ve öz yeterliliklerini olumlu yönde etkileyecektir.
SİBEL TELLİOĞLU