Sevgili Arkadaşlar ve Meslektaşlarım Selamlar,
Öncelikle her sene düzenli olarak yayınlanan Logistical dergisinin mezun köşesinde bana da yer ayırdığınız ve kısa süreli tecrübelerimi paylaşma imkânı sağladığınız için teşekkür ederim.
Kısaca kendimden bahsetmem gerekirse ismim Yusuf CAN 1999 Üsküdar doğumluyum. Lojistik sektörü ile hasbelkader 2013 senesi lise tercih döneminde tanıştık. Daha önceleri kamu görevi düşünceleri ile hayaller kurarken kendimi bu dinamik, sürekli değişen ve gelişen sektörün içerisinde buldum. Lise yıllarında temel lojistik eğitimi ve karayolu stajının ardından üniversite planlarım artık netleşmişti. Sektörün ilk ve tek fakültesi tabi ki benim de hedeflerimin başında geliyordu. 2017 senesinde Ulaştırma ve Lojistik Fakültemizde lisans eğitimine hak kazandım. Sektörümüzün en büyük gerekliliklerinden biri İngilizceydi ve kendimi eksik hissettiğim için ilk sene isteğe bağlı İngilizce Hazırlık eğitimi alarak 2018 senesinde o zamanlar Avcılar’daki fakültemizde lisans eğitimine başladım. Fakülteye başladığım ilk günden itibaren eş zamanlı sektörümüzün ilk öğrenci kulübü olan Lojistik Kulübüne üye oldum. Kulüp içerisinde çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 3. Sınıfta 2020-2021 dönemi Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüm. Her zaman yoğun tempoda çalışmayı seven birisi olarak kulüp faaliyetleri ve ders yoğunluğunun yanı sıra fakültemiz kısmi zamanlı öğrenci programında yaklaşık 3 sene boyunca görev aldım. Devamında zorunlu yaz stajımı DHL Global Forwarding firmasında Air Freight İmport İntern olarak başladım ve 1 sene boyunca görevime devam ettim. Son sene artık gerçek anlamda hem sektörde çalışan bir personel hem de fakültemizde öğrenciydim. Yeri geliyor iş yoğunluğundan fakültede derslikten çalışıyor yeri geliyor vize sınavından çıkıp toplantıya giriyordum. Eğitim, iş ve özel hayat üçgeninde hem yoruluyor hem keyif alıyordum. 2022 senesinde mezuniyetin ardından tabiri caiz ise tüm benliğim ile lojistisyen olmuştum ve full time olarak çalışma hayatına Origin Lojistik firmasında Air Freight Operations Specialist olarak baştım. 2 sene operasyon ve 1 sene satış deneyimin ardından şu an fakülte mezunlarımız tarafından kurulan Tempo Forwarding firmasında Sales and Operations Executive görevini ifa ediyorum.
Şimdi geriye dönüp baktığım zaman fakültede aldığım teorik derslerin birçoğunu şu an pratikte uyguladığımı görüyorum. Gerek ders müfredatı gerekse akademik kadrosu ile bana verilen eğitimin meyvelerini şu an topluyorum diyebilirim. Öğrenci iken ekonomi, muhasebe, finans gibi derslerin yan dal olduğunu ve çok fazla işime yaramayacağını düşünürken şu an her ay öğrendiğim bilgileri tazeliyorum. Keza iletişim, işletme, pazarlama, kadrolama, strateji ve planlama temelli derslerimizi şirket içi çalışmalar ve müşteri ilişkileri yönetiminde devamlı kullanmaktayım. Çalışmış olduğumuz departmana personel seçimi yaparken bile insan kaynakları dersimizde öğrendiğimiz mülakat tekniklerini ve CV incelemelerini püf noktalarını her zaman göz önünde bulundurmaktayım. Özellikle hukuk ve sigorta derslerimizde öğrendiğimiz bilgiler ile birçok sorunlu operasyon sürecinde hem kendimi hem de firmamın çıkarlarını savunmamda oldukça etkili olmuştur. Sektörde benden yıl olarak daha kıdemli ancak hukuki yükümlülük ve sorumluluklarını bilmeyen yahut yanlış bilen firma yetkililerine karşı haklı çıktığımız konular gerçekten özgüven tazeliyor diyebilirim.
Mesleki dersleri bizim için hangi alanda uzmanlaşmamız gerektiğini gösteren bir fragman gibi düşünmüşümdür. Tüm taşıma modlarının gerekliliklerini öğrendiğim gibi hangisinde ilerleyeceğimiz ve uzmanlaşacağıma da aslında bu dersler sayesinde karar vermiştim. Sektörde çalışıp eş zamanlı bize ders anlatan hocalarımız sayesinde direkt sektörün içinde hissediyorduk. Önemli olan ne kadar öğrenmek istediğimiz ve ne yapmak istediğimiz bilmekti aslında.
Üniversite hayatı elbette sadece ders çalışmak, ödev hazırlamak, tez yazmak, vize ve final sınavlarına girmekten ibaret değildi. Bu şekilde olup sadece lisans diploması almak için 4 sene harcamak bence zaman kaybıydı. Evet bir eğitim alıp kendimizi geliştirmeliyiz ancak bölümümüz literatürde sosyal ve uygulama odaklı bir bilimdir. Bu sosyal alanı da geliştirmenin en güzel yolu kampüs, fakülte ve kulüplerden geçiyor. Ki üniversitemizin ve fakültemizin bu konuda oldukça zengin olduğunu düşünmekteyim. Gerek sektörel gerekse kültürel olarak birçok etkinliklere katılım sağlamak inanın bakış açımızı ve ufkumuzu geliştirirken bir taraftan deşarj olmamızı sağlıyordu.
Fakültemiz bünyesinde 2002 yılında kurulan Lojistik Kulübü o dönemler benim için çok büyük imkandı. Hem arkadaş çevresi hem de sektörel network kazanmam konusunda hayatımdaki yeri oldukça etkilidir. Şimdi fakülteye başladığım ilk günü ve kulüp toplantısını hatırlıyorum da ortamına yabancı olduğum bu kulüp odasının sonrasında üniversite hayatımın yarısından fazlasına eşlik edeceğini bende bilmiyordum. 4 sene boyunca birçok etkinliğine katıldığım, organizasyon ve yönetiminde bulunduğum, başkanlık yaptığım kulüp geçmişim başta sektörel bilinç, güçlü iletişim ve network ağı gibi beceriler sağlarken en başında bir firma yönetimini öğretti. Ekip kurmak, kurduğunuz ekip ile etkinlikler düzenlemek, sponsorluk anlaşmaları ve etkinlik davetleri için diğer firmalar ile görüşmek ve ziyaret etmek, faaliyet raporu hazırlamak aslında bizi sektöre hazırlamaktaydı. Etkinliklerde tanıştığımız her sektör temsilcisi bizim için bir referans olduğunun farkındaydık ve yapabildiğimiz kadar etkinlik ile ulaşabildiğimiz kadar sektör profesyoneline ulaşmaya çalışıyorduk. Düzenlediğimiz organizasyonlar sayesinde hem sektörü yakından takip ediyor hem de iş imkânı sağlıyorduk ve bunları yapabilmenin gururuyla iş mülakatlarına giriyorduk.
Beraber emek harcayan ve yol yürüdüğümüz arkadaşlarımın birçoğu fakülteden çıktıktan sonra zorlanmadan sektöre atıldı çünkü eğitim alırken aslında göreceği zorlukları zaten kulüp aracılığıyla deneyimlemişlerdi. Bir sorun ile karşılaştığımız zaman olaylara proaktif yaklaşıp farklı çözüm yolları arayıp bulmamızı ve yönetim kabiliyetlerimizi geliştirmemizi sağlamıştır. Pandemi ve başkanlık dönemim çakıştığı için ekip olarak etkinlik yapamayacağımızı düşünüyorduk. Bizim için büyük bir sorun gibi görünüyordu ama pes etmedik. Dersler ve sınavlar online yapılabiliyor ve herkes evden çalışıyorsa bizde etkinliklerimizi online yapabiliriz diyerek sorunumuza çözüm üretmiştik. Sadece iş ve gelişim odaklı yaşam sürmeyeceği gibi bizim de dinlenmeye ve stres atmaya ihtiyacımız oluyordu elbet. Yeri geliyor kulüp odamızda ufak çaplı partiler yapıyor, yeri geliyor paintball ve futbol turnuvası gibi etkinlikler düzenleyerek stres atıyorduk. Fakültemiz bünyesinde kurulan kültür kulübümüz ile ortak etkinlikler düzenliyor ve birbirimize destek oluyorduk. Fakültemiz futbol, voleybol ve dragon bot takımlarımızı kulüp aracılığıyla oluşturuyor ve üniversite turnuvasında temsil ediyorduk. Haricinde kampüste yer alan diğer kulüpler ile iş birliğimiz her zaman oluyordu. Özellikle işletme ve denizcilik kulüpleri ile kurduğumuz dostluklar sektör hayatında da devam ediyor. Yapılan zirveler, teknik geziler, webinarlar ve daha birçok etkinliğin daha sonrasında profesyonel iş hayatında tekrardan karşınıza çıkacağına emin olabilirsiniz.
Dersler, etkinlikler ve sınavlar derken 4 senenin bittiğini son sene fark ediyoruz maalesef. Geri dönüp baktığınızda güzel anılarınızı yad edebiliyorsanız ne mutlu. 4 hatta 5 senesini dolu dolu geçirdiğini düşünen bir meslektaşınız olarak çok klişe olacak ama naçizane tavsiyem öğrencilik ve üniversite günlerinin kıymetini bilin ve doyabildiğiniz kadar eğlenip kendinizi geliştirin. Ekonomik şartların günümüzde zorlayıcı olduğunun herkes farkında ama imkân yaratmak unutmayın sizlerin elinde. Zamanı efektif kullanıp planlı hareket ettiğiniz sürece yapılamayacak iş ve eğlence sayısı çok kısıtlı. Şu an İstanbul’un en güzel konumlarından birisi tarihi yarımada da eğitim görüyorsunuz. Kesinlikle tüm tarihi ve kültürel noktalarını gezin ve öğrenin. Öğrenciliğin vermiş olduğu hakları mutlaka sonuna kadar kullanın. Sizi bekleyen sektör daha önce belirttiğim gibi oldukça tempolu ve sürekli gelişen/değişen dinamiklere sahip. Takip edemediğiniz takdirde rakiplerinizce eleneceğiniz bir sektör. Değişimin temposunu mutlaka yakalamanız gerekiyor.
Her zaman açık gözlü, insanlarla güçlü iletişim kurabilen, muhakeme yeteneğine sahip, proaktif düşünebilen, güler yüzlü ve yeri geldiği zaman tuttuğunu koparan bir karakterde olmanız beklenir. Almış olduğunuz eğitimler sayesinde çalışma alanınız sadece Türkiye pazarı olmayacak ve Global Dünya düzeni içinde tüm ülkeler ile çalışabiliyor olacaksanız. Bunları yapabilmeniz için tabi ki önceliğiniz her zaman İngilizce olacaktır. Ama dil bilgisi yeterli olacak mı? Hayır. Ülkeler arası anlaşmalar, politikalar ve dengeleri takip edip havayı koklamanız devamında yatırım/iş yapabileceğiniz ülkeleri seçmeniz gerekecektir. Tabiri caiz ise dünya vatandaşı olabilecek şekilde kendinizi geliştirmeyi hedefleyin. Size verilen görevleri sakın küçümsemeyin, gereksiz ve işime yaramaz gözüyle bakmayın gün gelir hiç ummadığınız bir an o bilgi işinize yarayabilir. Lojistik Kulübü her zaman kale konumundadır. Bizim için bayrak yarışını temsil eder ve her alt dönem devraldıktan sonra daha ileri taşımak için çalışmalıdır. Ki bunları yaparken bahsettiğim gibi network ağımız daha çok genişlesin daha çok deneyimler elde edilsin. Sadece yönetim ekipleri değil tüm fakültenin ve üniversitenin kulüp üzerinde hakkı olduğu unutulmamalı herkesin değer vermesi ve sahiplenmesi gerekir.
Görüştüğünüz ve çalışmaya başladığınız firmalarda fakültemizde aldığınız ders kalitesini mutlaka sonuna kadar gösterin. Yılların getirmiş olduğu İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi algısı ve imajına sahip çıkın. Sektörde birçok firmada fakültemiz mezunu olduğunu şu an sizin oturduğunuz sıralardan geçtiğini unutmayın. Evet dersler, sınavlar, ödevler, kulüp etkinlikleri ve birçok faaliyet yorucu gelebilir ama şu an enerjiniz varken mutlaka kendiniz için harcayın ki gelecekte karşılığını alabilesiniz. Kesinlikle firma yetkilileri, hocalarınız, üst ve alt dönemleriniz ile iletişime geçmekten çekinmeyin. Hayat, ilişkiler ve sektör gerçekten kibir ve utangaçlığı kaldırmıyor. Stresli ve eğlenceli bir sektör sizi bekliyor. Mutlaka yaptığınız işten keyif almayı öğrenin ve ilginizi kaybetmeyin. Hepsinin yanı sıra kendinize de zaman ayırmayın unutmayın. Özel ve iş hayatınızı mutlaka dengeleyin. İmkânınız olduğu sürece başta ülkemizin güzelliklerini gezmeyi ve yurtdışı seyahatleri planlamayı ihmal etmeyin. Mutlaka global ve lokal firmaların ikisini de deneyimleyin sadece bir alan içerisinde kalıp kendinize duvarlar örmeyin. Aldığınız eğitimi her alanda kullanabilecek şekilde değerlendirin. Sektörde 7/24 ulaşılabilir olmanız gerekiyor özellikle havayolu sektörünü tercih edecek arkadaşların mutlaka göz önünde bulundurması gerekir. Kesinlikle düşük iş gücü yüksek maaş beklentisi içine girmeyin herkesin söylediği gibi bedava peynir, fare kapanındadır. Yaptığınız iş ne olursa olsun kurucu ilke ve inkılaplarınıza, hukuk sisteminize ve vicdanınıza aykırı olmadığına emin olun.
Anlatacak ve yazabilecek birçok konu var ama bende uzun yazıları okumaya hep ön yargılı yaklaşmışımdır. Sizleri okurken sıkmadan, kendi hayat ve eğitim geçmişim üzerinden tavsiyelerde bulunmak istedim. Umarım okuyan arkadaşlarım için bir nebze hayatlarına dokunmuş olurum. Unutulmamalıdır ki her insanın hayatta hedefi farklıdır, kimisi memur olmak ister kimisi girişimci. Önemli olan doğru hedeflere güçlü adımlarla ilerlemektir. Hayatımıza giren kişiler ve dahil olduğumuz kurumlar birer kıymetli aracılardır. Herkesin hedeflerine ulaşması ve geleceğini kurması adına bol şanslar dilerim. Sözlerimi daha fazla uzatmadan Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün şu sözleri ile noktalandırmak isterim “Hiçbir şeye ihtiyacımız yok, yalnız bir şeye ihtiyacımız vardır: ÇALIŞKAN OLMAK.”
İletişime geçmek isteyen arkadaşlar bana Linkedln üzerinden ulaşabilirler. Sektörde elbet bir yerlerde karşılaşacağız, hepinize sağlıklı, mutlu ve başarılı bir hayat dilerim.
“Her şey için teşekkürler ULF ve Lojistik Kulübü”
Yusuf Can
Tempo Forwarding Satış ve Operasyon Yöneticisi