Low Cost Carriers
Belli bir süredir ABD ve Avrupa’da var olan low cost airlines (düşük maliyetli havayolu) artık Türkiye’de. İç hatlarda yeni uçmaya başlayan Fly Air ve Onur Air tam olmasa da Türkiye’deki örnekleri; Dünyada’ki örnekleri ise Ryan Air, Germanwings ve Easy Jet gibi firmalar şu an dünyanın önde gelen firmalarına ciddi şekilde rakip konumundalar.
Mesela Oslo ve Frankfurt arası Ryan Air ile sadece 29 Euro Türk parasıyla 50 milyonun altında. Hâlbuki bu iki saatlik uçuş Ryan Air ile değil de Lufthansa yada SAS ile yapılsaydı en az 400-500 arası Euro’ya mal olacaktı. Fakat bir ayrıntıyı göz ardı etmemek gerek, uçak firmaları genelde ülkelerin ana hava limanları yerine daha küçük çapta veya şehiriçi hizmet veren havalimanlarını tercih etmektedir. Türkiye’de ise Sabiha Gökçen havalimanı kullanılmaktadır.
Peki, nasıl oluyor da “iki havayolu arasında bu kadar fiyat farkı oluyor?” işin daha ilginç yanı. biletlerini en az 500 Euro’dan satan Lufthansa gibi bir firmanın zarar etmesine karşılık biletlerini sadece 29 Euro’ya satan Ryan Air’in her geçen yıl kazancını artırması!
Bildiğimiz birçok havayolu,”flag carrier” denen bayrak taşıyıcısıdır. Yani ülkelerinin resmi havayoludur. Türkiye’ de THY, Fransa’ da Air France. Almanya’da LUFTHANSA. Hollanda’da KLM. İtalya’da ALITALIA… gibi. Bu şirketlerin çoğunda devlet ortaktır. Ne yazık ki bu şirketlerin çoğu çok hantaldır ve de genelde zarar ederler. Bu zararlar da dolayısıyla devlet tarafından karşılanır. Ama yeni kurulan düşük maliyetli havayolları böyle değildir. Kazançları üst düzeydedir. Örneğin Virgin Airlines, Ryan Air, Easy Jet ve diğerleri. Genelde Avrupa’nın kuzeyi ile tatile gidilen güneyi arasında uçuş yoğunluğu daha fazladır.
Uçaklarda verilen hizmete gelirsek, uçak içinde her şey ücretli (yiyecek, içecek ve bütün özel istekler… ) Belki konfor yok ama işlevsellik en üst düzeyde. Ufak bir örnek Ryan Air’den bu havayolunda bilet yok. Telefon ya da internetle yer ayrılıyor (bunun anlamı seyahat acentası komisyonu da olmaması) ve size bir uçuş numarası veriyorlar. Havaalanına geldiğinizde uçağa biniş işlemi yapılan bölümde bilgisayar bile olmadığını göreceksiniz! Sadece adınızın ve rezervasyon numaranızın bulunduğu basılı bir liste, hepsi bundan ibaret. Size PVC ile kaplı bir uçağa biniş kartı veriyorlar biniş kartında yer numarası yok nereye isterseniz oturabiliyorsunuz. Bu kartı uçağa binerken sizden alıyorlar ve daha sonra yüzlerce kere kullanıyorlar. Bagajınız varsa ufak bir etiket takıyorlar. Hakkınız olan 15 kilo bagajı bir kilo bile geçseniz hemen ek ücretini sizden talep ediyorlar. Bütün işlem sadece yarım dakika kadar sürüyor!
Uçaklar çoğu zaman dolu oluyor. Zaten dolu olmayan hat hemen trafiğe kapatılıyor. Sistemin ana prensibi “kazanç ve talep varsa oradayız; yoksa hemen hoşçakal” Simdi “Acaba bu mantık Türkiye’ye mi geldi?” diye kendimize soruyoruz. Tanıtımlara bakılırsa Onur Air ve Fly Air nerede ise THY’nin üçte biri fiyatına uçmaya başladılar. Yakın zamanda ise artan firma sayılarıyla birlikte bilet fiyatlarının daha da düşmesi bu sektörün yayılacağının habercisidir. Bizden duyurulur!
Alp Ertuğrul Yöndem