Ulaştırma Sektörünün Geleceği Yerel Havacılıkta

Kategori: Logistical, Sayı 2 | 0

Özgür Hoca'nın MakalesiÜlkemiz ulaştırma sektöründe, özellikle de sektörün havayolu taşımacılığı ile ilgili bölümünde son dönemde önemli gelişmeler meydana gelmiştir. Söz konusu gelişmeler, havayolu taşımacılığı sektörünü öncelikle etkilediği gibi, kara başta olmak üzere diğer taşımacılık türlerini de dolaylı olarak etkilemiştir. Bu gelişmelere sektörel boyutta farklı açılardan bakarak olumlu ya da olumsuz olarak nitelendirmek mümkündür ancak Türkiye’deki ulaştırma sektörü açısından bakıldığında, ortaya çıkan yeni koşulların sektörü daha ilen götüreceği öngörülmektedir.

Hava taşımacılığının diğer taşıma sistemlerine göre en temel avantajı günümüzün rekabet üstünlüğünün vazgeçilmez bir koşulu olan hız faktörüdür. Ürün ya da hizmetler için belirli bir kalite düzeyinin üretim aşamasında sağlanmış olduğu düşünülecek olursa, işletmelerin daha rekabetçi bir hale gelmelerinde kritik faktör hız faktörü bir başka deyişle zaman faktörü olacaktır. Bu nedenle gerek ticarete konu olan ürünlerin dağıtımının mümkün olabilecek en kısa sürede yapılması gerekse de hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde çalışan kişilerin zamanlarının etkin ve verimli bir şekilde kullanılması göz önünde bulundurulduğunda hava taşımacılığının önemi ortaya çıkmaktadır.

İşletmelerin daha rekabetçi olmasında bu denli önemli bir konumda olan havayolu taşımacılık sektörü, Türkiye’de kritik bir dönemeçten geçmektedir. Uzun yıllardır ulusal hava taşıyıcımız olan Türk Hava Yolları, iç hatlardaki taşımacılığın gelişiminde ve bu hizmetin sunumunda sektörde tek başına yer almaktaydı. 2003 yılında yapılan yasal düzenlemeler sonucunda sektörde özel havayolu taşımacılık şirketleri de boy göstermeye başladı. Başlangıçta yurt çapına yayılmış kısıtlı sayıdaki noktaya uçuş gerçekleştiren şirketlere, uçtukları noktaları belirli bölgelerle sınırlandırarak belirli bölgelerde odaklaşan şirketler eklendi. Bir dizi ilave yasal düzenlemelerle bu sektöre giriş daha da özendirilerek, bu konudaki girişimler teşvik edildi. Bu yasal düzenlemelerin, Ulaştırma Bakanlığı’nın Türkiye de diğer tasıma türlerine göre yeterince gelişmemiş durumda olan, havayolu ve demiryolu taşımacılığını geliştirme politikalarının bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz.

Havayolu taşımacılık sektörüyle ilgili bu gelişmelerin sonucu olarak, orta ve uzun vadede pek çok şirket. bu sektöre girme yolunda araştırmalar yapmaya başlamışlardır Bu araştırmaların sonucunda bu şirketlerden bazıları sektöre girecektir. Sektöre giren şirketlerin sayısı arttıkça da bu firmaların eğilimi yerel olarak belirli belgelerde uzmanlaşmaya doğru gidecektir.

Bölgesel pazarlara yönelip bu pazarlarda uzmanlaşmanın pek çok avantajından bahsedilebilir. Bunların başında, uzmanlaşılan bir yörenin sosyokültürel yapısı üzerinde tam bir hâkimiyet kurulması ve böylelikle müşteri taleplerine daha derinlemesine cevap verebilme gelmektedir. Ayrıca ulusal boyutta faaliyet göstermenin gerektirdiği maliyetlerden tasarruf da bölgesel pazarlara girmenin bir avantajıdır. Sözkonusu maliyet avantajına, uçak kapasite ve menzilleri, uçucu ekip büyüklüğü, uçuş noktası sayıları basta olmak üzere pek çok faktörde buyrukluğu belirli bir oranda tutmak örnek gösterilebilir. Bu durum daha az yatırım maliyeti de getireceğinden sektöre girişi daha cazip kılacaktır. Daha düşük maliyetler daha düşük fiyatlara neden olacağından, özellikle de bölgesel havacılığın gelişiminin ileri aşamalarında, uygun rekabet ortamının sağlanması durumunda, bu durum havayolu taşımacılığını ulaşım şekli olan seçen müşteri grubunun daha yüksek kalitede hizmeti daha ucuza satın almasına imkan tanıyacaktır. Daha düşük fiyata, iyi hizmet alarak ve önemli ölçüde zamandan tasarruf ederek havayoluyla seyahat eden kişilerin sayılarının artması da toplumun sosyokültürel yapısını değişime uğratacaktır Bunun sonucu olarak havayolunu kullanmak sadece toplumun belirli bir zümresine hitap eden bir ulaşım şekli olmaktan çıkıp toplumun daha geniş bir kesimine yayılacaktır.

Bölgesel havacılığın gelişiminin bir sonucu olarak uçuş noktalarının sayısı artacak böylelikle yolcu ve yük taşımacılığında müşterilere sunulacak seçenekler de fazlalaşacaktır Bu da ulusal bazda daha gelişmiş bir uçuş ağına sahip olunması anlamına gelmektedir. Ayrıca artan uçuş noktaları. Yer hizmetleri ve ikram gibi hizmetleri sunan işletmeler için de yeni pazarlar yaratacak. bu da bu işletmeler için daha fazla kazanç elde etme, daha fazla istihdam yaratma imkanı doğacaktır.
Yukarıda sayılan faktörler ışığında belgesel havacılığın gelişimi başta kara olmak üzere diğer taşıma türlerini ilk etapta olumsuz etkileyecek olsa da söz konusu işletmelerin kendilerini bu rekabette tekrar öne çıkartmak için yeni stratejiler geliştirmeleriyle bu durumdan kurtulmaları mümkün olabilecektir. Bunun sonucunda, belgesel havacılığının gelişimi, hem hava hem de diğer taşımacılık türleri için çıtayı biraz daha yukarı çekecek, bundan da söz konusu hizmetlerden yararlanan müşteriler de başta olmak üzere sektörün bütünü kazançlı çıkacaktır.

A. Özgür Karagülle